Türkiye elektrik piyasasında yeni dönem 1 Haziran’da başlıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve EPİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tancan, “Vadeli Elektrik Piyasası ile fiziksel teslimatın olduğu ek bir ticaret hizmeti piyasa sunulacak.” dedi.
Türkiye elektrik piyasasında, 1 Haziran’da Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde hizmete açılacak Vadeli Elektrik Piyasası (VEP) ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti (YEK-G) sistemi ile yeni bir dönem başlıyor.
Bu yıl hayata geçirilecek yeni piyasalarla Türkiye, enerji ticaret merkezi olma hedefi doğrultusunda önemli bir eşiği geçiyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve EPİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tancan, AA muhabirine, 1 Haziran’da VEP ve YEK-G piyasalarının devreye gireceğini belirterek, “Tüm bu piyasalar ve bu sene açacağımız Vadeli Gaz Piyasası (VGP) ile ileri enerji piyasalarındaki bütün ürünlere aşağı yukarı sahip olmuş olacağız.” dedi.
Tancan, regüle edilmemiş ve merkezi karşı taraf hizmeti sunulmayan uzun vadeli elektrik kontratlarının tezgah üstü piyasalarda (OTC) nakdi ve fiziksel olarak işlem gördüğüne dikkati çekerek, “Bu kapsamda VEP’te, sektör için piyasa katılımcıları arasında ortaya çıkabilecek riski yönetebilecek merkezi karşı taraf hizmeti EPİAŞ tarafından sağlanacak.” ifadesini kullandı.
VEP ile fiziksel teslimatın olduğu ek bir ticaret hizmetinin piyasa sunulacağını kaydeden Tancan, piyasa katılımcılarının fiyat riskinden korunma ve geleceğe yönelik fiyat beklentilerini görme imkanına sahip olacağını dile getirdi.
VEP ile sürdürülebilir yatırım ortamı oluşacak
Tancan, VEP’in yatırım ve arz güvenliği açısından önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
“VEP’te ileriye dönük oluşacak referans fiyatlarla öngörülebilirlik artarak ileriye dönük şimdiden belli olan fiyatlar üzerinden alım satım yapılacak. Yatırımcı ve tüketici açısından öngörülebilirlik sağlanırken, yatırımcı için daha rahat finans bulma olanakları oluşacak. Yatırımların finansal belirsizlikten kurtulmasıyla sürdürülebilir bir yatırım ortamı oluşturulmuş, oluşabilecek yatırım gecikmelerinin önüne geçilmiş ve bu şekilde de arz güvenliğine katkı sağlanmış olacak.”
VEP’te orta ve uzun vadede yüksek hacim ve likiditeye ulaşılmasının beklendiğini aktaran Tancan, “Piyasa katılımcılarına ileriye yönelik yapacakları işlemlerle maliyetlerini sabitleme, spot piyasalardaki fiyat dalgalanmalarından korunma, VEP içi alım-satım işlemleri ve piyasalar arası arbitraj yapabilme imkanlarıyla ileriye yönelik oluşacak sağlıklı referans fiyatlar ile öngörülebilirlik, güvenilirlik ve şeffaflığın artmasına önemli ölçüde katkı sağlanması beklenmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
VEP’in serbest tüketici hakkını kullanan ve bu kapsamda tedarikçisi ile ikili anlaşma yapan tüketicilerin pazarlık sürecinde VEP’te oluşan fiyatları referans alabileceğini belirten Tancan, “Üretici ve tüketicinin enerji maliyetlerini yönetebileceği, öngörülebilir bir piyasa ortamı oluşması sağlanacak.” ifadesini kullandı.
“YEK-G sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarına talebi artıracak”
Tancan, VEP’in yanı sıra 1 Haziran’da hayata geçirilecek YEK-G sistemi ile elektriğin üretiminde ve tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması ve çevrenin korunmasının amaçlandığını söyledi.
YEK-G belgesinin tüketicilere, tedarik ettiği elektrik enerjisinin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgelendirme imkanı sağlayacağını kaydeden Tancan, şöyle devam etti:
“YEK-G sistemi öncesinde Türkiye’de tüketicilerin yalnızca yenilenebilir enerjiden oluşan üretim portföyü olan elektrik üreticileri ile ikili anlaşma yoluyla yenilenebilir enerji satın alması mümkündü ve tedarikçilerin tüketicilerine sunduğu elektriğin kaynağını ifşa etme yükümlülüğü bulunmuyordu. Yenilenebilir enerjinin kaynağının takip edilerek garantilenmesine yönelik bir sertifika sistemi yoktu. Bu doğrultudaki ihtiyaçların yoğunlaşmasıyla kurulan YEK-G sisteminde tüketicilere itfa edilen YEK-G belgeleriyle tüketiciler nezdinde yenilenebilir enerjinin kaynak bazında ayrı bir ürün olarak tedarik edilmesine imkan sağlanacak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına talep artacak.”
Tancan, yenilenebilir enerji üretiminin artmasıyla tüketicilerin de yenilenebilir enerjiyi ayrı bir ürün olarak talep ettiğini belirterek, “Kurumsal şirketler, iklim değişikliğiyle mücadele yolunda itibarlarını ve müşterileriyle olan ilişkilerini güçlendirip markalarına olan güvenirliği artırmak için yenilenebilir enerji kullandıklarını taahhüt ediyor. Bu bağlamda YEK-G belgeleri, yenilenebilir enerjinin şeffaf ve güvenilir şekilde tedarik edilmesine imkan sağlayacak.” diye konuştu.
“Karadeniz gazı ve EPİAŞ’ta oluşan vadeli kontrat fiyatları ülkemiz lehine avantaj oluşturacak”
Öte yandan, 1 Ekim’de devreye alınması hedeflenen VGP ile enerji piyasalarında derinlik ve ürün çeşitliliğinin artacağını da vurgulayan Tancan, şunları kaydetti:
“Petrol ve doğal gaz kaynaklarının yüzde 70’ten fazlası doğumuzdaki ülkelerde üretiliyor. Bu üretimin büyük bir kısmı batımızdaki Avrupa ülkeleri tarafından tüketiliyor. Ülkemiz de kendi başına ciddi bir tüketici. Yakın zamana kadar ‘enerji geçiş bölgesi’ olarak anılan ülkemiz izlenen politikalarla bölgesinde ‘enerji ticaret merkezi’ haline getirilmeye çalışılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın müjdesini verdiği, Cumhuriyet tarihimizin en büyük doğal gaz rezervi keşfi bu gayretlerin en önemli göstergelerindendir. EPİAŞ olarak işlettiğimiz ve açacağımız piyasalarla bölgemizin en gelişmiş piyasası olacağız. Bu piyasalarda kullanılan yazılımları da kendi iç kaynaklarımızla geliştiriyoruz. Öyle umuyorum ki yeni dönemde Karadeniz gazı ve EPİAŞ’ta oluşan vadeli kontrat fiyatları ülkemiz lehine avantaj oluşturacak.”
Tancan, bakanlığın yenilenebilir enerjiye verdiği desteğe de değinerek, “Bu ve benzeri hamlelerin kısa ve uzun vadede enerjide arz güvenliği ile piyasaların rekabetçiliği ve etkinliği açısından ülkemize getirisi olacaktır. Fiyat istikrarının olduğu bir piyasada, güvenilirlik ve öngörülebilirlik olduğu için yerli ve yabancı yatırımcı sayısı da artacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Anadolu Ajansı